21 Nisan 2011 Perşembe

David Lodge ve Yazar, Yazar

David Lodge, romanlarını büyük bir keyifle okuduğum, İngiliz bir yazar. Bu nedenle, Türkçe’ye son çevrilen romanı “Yazar, Yazar”ı da büyük bir heyacanla aldım. Heyacanımın tek nedeni, romanın yazarın David Lodge olması değildi. Bir diğer neden de hikayenin başrolünde, Henry James’in yer almasıydı. Biyografi ve roman içiçeydi ve ben büyük bir keyifle okuma yolculuğuna başladım.

Elimdeki kitaptan temel beklentim, Henry James gibi eserleri klasik olarak nitelendirilen ve yüzyıllardır okunan bir yazarın; yaratma, yazma süreçlerinde neler yaşadığını ve bunun yanısıra bir yazar olarak hayatının nasıl bir akış izlediğini öğrenmekti. Romanın açılış bölümü, sözkonusu beklentilerimin karşılanacağı hissini yarattı bende çünkü şahane bir şekilde Henry James ve onun ev hali ile açılıyordu roman. Ancak ilerleyen bölümlerde, romana temel olarak Henry James’in tiyatro oyunları yazma yönündeki çabaları ve bu alanda yaşadığı hayal kırıklıkları hakim oldu. Ve tiyatro oyunları ile ilgili bölümler o kadar uzundu ki zaman zaman Henry James’in bir roman yazarı mı yoksa oyun yazarı mı olduğundan emin olamadım. Evet, tiyatro yazarı olma çabaları, romanlarının beklediği ilgiyi görmemesiyle alakalıydı ve tekrar roman yazmaya dönmesinden önceki önemli bir süreçti ama yine de tiyatro oyunları kısmı beni Henry James’ten uzaklaştırdı.

416 sayfalık roman boyunca, yukarıda bahsettiğim nedenlerle, James’in gündelik hayatının ritmini ya da yazma yazamama süreçlerini tam olarak içselleştiremedim. Oysa, bana göre, bir yazarın gündelik hayatını öğrenmek, okuyucu için her zaman daha ilgi çekici. Gerçi, yazarların gündelik hayatlarına ulaşamamamızda, sözkonusu yazarların pek çoğunun, ölmeden önce günlüklerini, mektuplarını yakmaları da etkili. Nitekim Henry James de dönem dönem sayısız mektup yakmış. Durum böyle olunca, gündelik hayata ulaşmak da biraz zor oluyordur tabi.

Sonuç olarak, “Yazar, Yazar”, David Lodge’un diğer romanları kadar sürükleyici ve canlı olmasa da, Henry James’in hayatını belli yönlerini öğrenmek için okunabilir. Ancak bence, bu romanın öncesinde David Lodge’un nasıl bir yazar olduğunu daha iyi anlamak için benim favori romanlarımdan biri olan “Düşünce Balonları” okunabilir.

İyi okumalar!

Berna T.